Sevilla’da her şey bir karışım gibi; biraz antik gelenekler, çokça Emevi izi, sonra Yahudi kültürü, üstüne Hıristiyan geleneği. Kenti gezmeye başladığınızda çok kültürlü geçmişin izlerini hemen her köşede görebilirsiniz. Sevilla’da tapas da sanattır, yapılar da, şarkılar da, dans da. Kentin tarihi kesimi Santa Cruz’un dar, eski sokaklarında flamenkonun tutkulu ritimleri kulağınıza çalındığında, kendinizi Sevilla’nın çekici güzelliğine bırakın. Sevilla sokak sokak, meydan meydan gezilmeyi hak eden bir şehir. Görkemli İspanya Meydanı’nda, Bizet’nin Carmen’i, Mozart’ın Don Juan ve Figaro’nun Düğünü, Rossini’nin Sevil Berberi ile Beethoven’in Fidelio’su aklınıza düşer; ne de olsa hepsinin konusu az çok Sevilla ile ilintilidir. Sanat, kültür ve tarihle iç içe yol almış bu kentin, köklü bir mutfak geleneğiyle süslendiğini keşfetmek için de restoranlardan birine girin ve Sevilla’nın leziz yemekleriyle tanışın.