Türk Hava Yolları ve Refik Anadol'un Portreler: İç dünyaya yolculuk adlı yenilikçi projesi ile seyahatin dönüştürücü gücüne tanık oluyoruz. Bu iş birliği, seyahatin duygusal ve duyusal deneyimlerini resmetmek için sanat, bilim ve teknolojiyi bir araya getiriyor. Anadol, en son veri ve yapay zeka teknolojilerini kullanarak duyusal yolculukları büyüleyici sanat eserlerine dönüştürerek, keşfetmenin özüne ve yeni deneyimlerin derin etkisine bizi tanık ediyor.
*Portreler: İç dünyaya yolculuk, seyahatin uyandırdığı duyguları ve deneyimleri derinlemesine inceleyerek hikaye anlatımını ve insan ilişkilerini yeniden tanımlıyor.
Dört farklı bireyle birlikte konfor alanlarından çıkıp bilinmeyene doğru adım atarak olağanüstü bir yolculuğa çıkıyoruz. Dünyanın uzak köşelerinden gelen katılımcıların her biri, kendi dünyalarından tamamen farklı bir yere gidiyor. Refik Anadol'un yenilikçi veri ve yapay zeka kullanım yöntemleriyle kayda geçirilerek yorumlanan bu yolculuklar, seyahatin uyandırdığı derin duygusal ve duyusal deneyimleri göz önüne seriyor. Portreler: İç dünyaya yolculuk bize yeni yerlerin, insanların bakış açılarını nasıl genişlettiğini, ön yargılarını nasıl zorladığını ve iç dünyalarını nasıl zenginleştirdiğini gösteriyor.
Amazon'daki Yawanawa kabilesindeki yerlilerden olan Tuikuru, Tokyo'nun canlı ve hızlı dünyasına adım atıyor. Sakin, doğa ile iç içe olan evinden teknolojik açıdan gelişmiş bir şehir ormanına geçiş, duyusal olarak aşırı bir yüklenme ile merak dolu bir yolculuğa dönüyor. Tuikuru’nun beyin sinyalleri, sakin geçmişi ile heyecan verici deneyiminin karşılaştırıldığı bir sanat eserine dönüşüyor.
Avustralyalı Sahar, Sidney'in modern şehir manzarasından Göbeklitepe'nin antik kalıntıları ve Kapadokya'nın peri bacaları için yola çıkıyor. İhtişam ve huzur dolu tarihi mekanlarda yaşadığı deneyimler, beyin sinyalleri ölçülenerek belgeleniyor. Bu sinyaller daha sonra, yolculuğunun derin etkisini yansıtan incelikli bir sanat eserine dönüştürülüyor.
İzlandalı Biossi, buzullarla dolu soğuk ortamından Ürdün'ün sıcak ve geniş çöllerine geçiyor. Tarihi değeri ve çarpıcı güzelliğiyle Petra’yı keşfetmek, onu konfor alanının dışında yeni deneyimler ve bakış açılarıyla karşılaştırıyor. Biossi’nin kendini keşfetme ve yeni bir ülkeye uyum sağlama yolculuğu, beyin sinyalleri sanata dönüştürülürken canlı bir şekilde resmediliyor ve bu dönüştürücü macera sırasında yaşanan duyguların farklılaşması ve çoğalımı vurgulanıyor.
Kenya'da bir çay tarlasında çalışan Esther, modern yaşamın ve tarihi mirasın mükemmel birlikteliğini deneyimlediği İstanbul'a doğru yolculuğa çıkıyor. Şehrin canlı pazarları ve tarihi mekânları, memleketindeki yaşamıyla tam bir tezat oluşturuyor. Kenya'da çay yaprağı toplayan Esther, İstanbul’un Kapalıçarşı'sındaki çay ve baharat zenginliğine hayran kalıyor. Refik Anadol, Esther’in bu yeni deneyimlere verdiği nörolojik tepkilerden yola çıkarak, Kenya'dan İstanbul'un zenginliklerine ve farklı güzelliklerine uzanan görsel bir anlatı oluşturuyor.
Refik Anadol ve ekibi, nöro-teknolojinin sunduğu olanakları kullanarak katılımcıların beyin dalgalarını ve biyolojik verilerini yolculukları sırasında kaydediyor. Bu veri toplama işi, beyin dalgalarının hareketliliğini gerçek zamanlı olarak izlemek, duygusal ve duyusal tepkileri yakalamak için EEG (elektroensefalografi) cihazları kullanılarak yapılan, ayrıntılı ölçümleri içeriyor. Buna ek olarak, katılımcıların kalp atış hızlarındaki dalgalanmaları izlemek için kalp atış hızı monitörleri kullanılıyor ve yeni ortamlara verdikleri fizyolojik tepkiler hakkında bize iç görü sağlıyor. Temel verilerinin yanında, duygusal değişimler ve artan kalp atış hızı gibi fizyolojik tepkileri içeren bu kapsamlı veri setleri, gelişmiş yapay zekâ algoritmaları aracılığıyla titizlikle işleniyor. Bu algoritmalar karmaşık verileri analiz ediyor ve bunları dinamik, sürükleyici sanat eserlerine dönüştürüyor. Proje, sanat ve bilimi kusursuz bir şekilde bir araya getirerek, teknolojinin insan deneyimlerini daha derin bir düzeyde anlamamızı sağlamadaki katkısını ispatlıyor.
Refik Anadol, sanat ve teknolojinin kesiştiği noktada çığır açan çalışmalarıyla tanınan öncü bir dijital sanatçıdır. Projeleri genellikle sürükleyici ve etkileşimli sanat deneyimleri yaratmak için, yapay zekâ ve veri görselleştirme kullanımını içerir. Görsel sanatlar ve tasarım alanındaki geçmişiyle, karmaşık veri setlerini çarpıcı görsel anlatılara dönüştürmektedir. Anadol'un çalışmaları Art Basel dahil olmak üzere prestijli sergilerde yer bularak, dijital ve veri odaklı sanata yön vermektedir.
Portreler: İç dünyaya yolculuk projesinde Anadol, katılımcıların seyahatleri sırasındaki nörolojik ve fizyolojik tepkilerini kaydediyor. Bu verileri dijital tuvallere dönüştürerek, öznelerinin iç dünyalarını resmeden sanat eserleri oluşturuyor ve teknoloji ile insan deneyimini derin bir sanatsal ifadeye dönüştürüyor.
Türk Hava Yolları'nın Refik Anadol iş birliğiyle gerçekleştirdiği Portreler: İç dünyaya yolculuk projesi, seyahatin ve insan ilişkilerinin dönüştürücü gücünü gözler önüne seren çok kapsamlı ve büyük bir çalışma. Bu çığır açan proje, sanat dünyasında prestijli bir yeri olan Art Basel'de sergilendi ve Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali'nde söyleşisi gerçekleşti. Portreler: İç dünyaya yolculuk projesi, hikâye anlatımının ve veri odaklı sanatın sınırlarını genişletti.
Projeye eşlik eden 30 dakikalık belgesel ve Refik Anadol’un çarpıcı dijital sanat eserleri ile siz de kendi keşif yolculuğunuza çıkabilirsiniz. Projede öne çıkan destinasyonları sayfamızda keşfedebilir ya da yola çıkarak seyahatin dönüştürücü gücünü kendiniz deneyimleyebilirsiniz.